Bugün tembelliği bir kenara
koymaya karar verdim. Aylardır içimdeki yazma isteğini kararlı ve istikrarlı
bir şekilde bastıran üşengeçlik güdümü yok sayıyorum. Klavyeye dost, dizüstü
bilgisayarımın şarjının bitme olasılığına düşmanım. Gerçi şu anda her ne kadar
yattığım yerden yazıyor olsam da yazma eylemine başlayabilmek bile şu an bana
yeterli geldi.
İlk paragrafta kendimi haddinden fazla uyuşuk tanıtmış olabilirim. Aslında geçici olduğuna inandığım bir nadas sürecinde olduğumu söylemeliyim. 8 senedir bilfiil, çılgınlar gibi, durmaksızın ve yorulmaksızın çalıştığım özel sektörden yalnızca 5 aydır uzaktayım.Biliyorum herkes çok çalışıyor, hayat mücadelesi adı altında herkes alışılagelmiş bir koşturmaca halinde ama lütfen kendi durumumu abarttığımı düşünmeyin. Akşam 9’da eve vardığımda işten erken çıktığım için mutluluktan uçuyor olduğumu; gecenin 1’inde kafamda hala işle ilgili deli sorular kol gezerken şubenin güvenliğinin bile evinde mışıl mışıl uyuduğunu düşünerek işten çıktığımı hatırladıkça halen tüylerim diken diken oluyor. Bu süre zarfında burnumda tütenözgürlük çok tatlı gelmiş olmalı ki hala istifayı bastığım ilk günkü gibi heyecanlıyım. Kendi işini yapmak isteyen, bunun için “boşa istifa” etmeyi göze almış, kendini çok daha yükseklerde gören, yaptığı işten artık tatmin olmayan ve asıl başarının kurumsal şirketlerdeki üst düzey yöneticilikten ziyade kendi emeği ile kuracağı işin başına geçmek olduğunu fark eden, 30 yaşında ama çevresinin söylediğine göre en fazla 25 gösteren, ilerde herkesi şaşırtacak başarılara imza atacağına emin ancak halen ne yapacağına karar veremediği için huzursuz, bekar bir genç bir kadının heyecanından bahsediyorum.
İlk paragrafta kendimi haddinden fazla uyuşuk tanıtmış olabilirim. Aslında geçici olduğuna inandığım bir nadas sürecinde olduğumu söylemeliyim. 8 senedir bilfiil, çılgınlar gibi, durmaksızın ve yorulmaksızın çalıştığım özel sektörden yalnızca 5 aydır uzaktayım.Biliyorum herkes çok çalışıyor, hayat mücadelesi adı altında herkes alışılagelmiş bir koşturmaca halinde ama lütfen kendi durumumu abarttığımı düşünmeyin. Akşam 9’da eve vardığımda işten erken çıktığım için mutluluktan uçuyor olduğumu; gecenin 1’inde kafamda hala işle ilgili deli sorular kol gezerken şubenin güvenliğinin bile evinde mışıl mışıl uyuduğunu düşünerek işten çıktığımı hatırladıkça halen tüylerim diken diken oluyor. Bu süre zarfında burnumda tütenözgürlük çok tatlı gelmiş olmalı ki hala istifayı bastığım ilk günkü gibi heyecanlıyım. Kendi işini yapmak isteyen, bunun için “boşa istifa” etmeyi göze almış, kendini çok daha yükseklerde gören, yaptığı işten artık tatmin olmayan ve asıl başarının kurumsal şirketlerdeki üst düzey yöneticilikten ziyade kendi emeği ile kuracağı işin başına geçmek olduğunu fark eden, 30 yaşında ama çevresinin söylediğine göre en fazla 25 gösteren, ilerde herkesi şaşırtacak başarılara imza atacağına emin ancak halen ne yapacağına karar veremediği için huzursuz, bekar bir genç bir kadının heyecanından bahsediyorum.
Aslına bakarsanız kariyer peşinde
koşmaktan kendimle ilgili pek çok konuyu göz ardı ettiğimin farkındalığına
vardığım bir 5 aylık zaman zarfı bu. Hep kariyer ve iş daha önemli olduğu için
ikinci plana atılan aile, sağlık ve sosyal hayatın bozulan dengesini yeniden
kurabilme çabası benimki. Bu dengeyi kurabilmek için para kazanmayı ve kariyeri
bir kenara koymak gerekliliği acı bir gerçek olsa da hepsini aynı anda hayatıma
dahil edebileceğime inandığım için yeni bir hayat kurma yolundayım. Tabii ki bu
durumda mücadele etmem gereken koşulların asgari seviyede olması benim için
büyük şans. İşte o şansı kullanmanın vakti artık geldi.
Şimdilik birbirinden tamamen
farklı iki kişiden oluşan ekibimizle beraber size hayat dersi verme, bu aralar
çok moda bir tabir olan “kaliteli yaşam” konusunda ahkâm kesme derdinde
değiliz. Carpe diem diyerek bugünü en verimli ve en olmasını istediğimiz gibi
yaşamaya çalışırken buna sizin de şahitlik etmeniz yeterli olacak bize. Tek
şahsi çıkarımız yazmanın ruhumuza ve benliğimize çok iyi gelmesi ve okumaktan
keyif alınan yazıların sahibi olmaktan aldığımız tatminkârlık duygusu.
İşte başlıyoruz…
Kalem...
Blog açarak ve içinizdeki yazma isteği ile böyle bir blog açmanız çok güzel olmuş blog hayatınızda başarılar dilerim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Bakalım daha neler çıkacak :)
YanıtlaSilhoş geldiniz bu dünyaya ve yeni hayatınıza :)
YanıtlaSilTeşekkür ederiim :)))
YanıtlaSil