BLUZUNU ÖDÜNÇ ALDIM!



Ah kız kardeşler! Siz yok musunuz? Bir insanın hayatını bu kadar tatlı tatlı cehenneme çevirebilirsiniz ancak. Sizle de olmuyor, sizsiz hiç olmuyor. Canımızın parçası, en iyi arkadaşımız, ilk ebeveynlik deneyimimiz, sırdaşımız, bazen de baş düşmanımız, en güçlü yanımız, bazen de en zayıf noktamızsınız.

Bir kız kardeşe sahipseniz eğer küçükken hayatınız gerçekten zor geçmiş demektir. Onun yaptığı şımarıklıkları örtbas etmek hep size düşmüştür. Sizi türlü cimcimeliklerle ebeveynlerinize karşı zor duruma düşürmesi hep an meselesi olmuştur. Onun yaptığı yaramazlıklar yüzünden annenizden yemediğiniz azar kalmamıştır. Ya suç doğrudan o küçük cimcime tarafından size atılmıştır, ya da “O zaten küçük, bunu kesin büyük yapmıştır” sanılmıştır. Babadan gelen fırçalar, anneden gelen dırdırlar... Ya o küçük cadıya hiç yansıtmamışsınızdır, arada hep bir duvar görevi görmüşsünüzdür, ya da ufaklığa türlü işkenceler de etmişsinizdir.

Her şeye rağmen küçüklüğünüzün en iyi oyun arkadaşı o minik cadı olmuştur. Şekilden şekle mi sokmadınız, makyajlar mı yapmadınız, şarkı söyletip videoya alıp cümle aleme mi izletmediniz, başörtülerinden atkılardan ona elbiseler mi yapmadınız, saçlarını mı boyamadınız, sağdan soldan önüne fırlayıp altına mı işetmediniz… Tüm hinliklerinizi önce onun üstünde denemişsinizdir. O sizin bugünlere gelmenizdeki en büyük tecrübeniz olmuştur.

Türlü şeytanlıklar yapmış olsa da, türlü şeytanlıklar yapmış olsanız da, bir noktada hep sırt sırta verip silahlarınızı birlikte çekmişsinizdir. Anneyle babaya karşı isyan. Bunu kötü olarak algılamayın. Aile içi bir facia yaşandığı sıralarda omuz omuza olduğunuz tek kişidir kız kardeş. Facia sizden kaynaklanmışsa önünüze bile atlamıştır anne babanıza karşı. Facia ondan kaynaklanmışsa tüm suçu üstünüze almışsınızdır. “Baba ona laf söyleme ablam beni korumak için yaptı”. Bak şimdi özledim keratayı.

Kız kardeşler ilk rakibinizdir. Ah o kıskançlıklar. En akıllı kim, en başarılı kim, kimin karnesi daha iyi, kim daha güçlü, kim daha az ağlıyor, en güzel kim, anneniz babanız en çok kimi seviyor… Gerek sizin yarattığınız, gerekse onun yarattığı kıskançlıklar hep başınıza bela olmuştur. Bazen sizi buhrana bile sürüklemiştir. Yine de onun idolü siz olmuşsunuzdur. Bunun da haklı gururunu yaşamadım demeyin ;)

Büyük kardeş olmak büyük sorumluluk demektir. Her hatasından siz sorumlu olursunuz. Neden? Çünkü hep sizi örnek aldığı söylenmiştir. Allah’ım! Attığınız her adım bir dönem kabusa dönmüştür. Ufaklık hep sizi taklit etmiştir. Biri şuna dur desin. Yaptığınız hataların cezasını iki kişilik çekmişsinizdir. Yine de birine yol göstermenin, racon öğretmenin keyfini yaşamışsınızdır.

Sizi ondan daha iyi anlayacak kimse yoktur. Düşünsenize yaşam şartlarınızın büyük çoğunluğuna o da şahit oldu. Büyürken yanınızdaydı. Sizi en iyi tanıyan o. O tatlı bela bile olsa bir derdiniz, bir sıkıntınız olduğunda en iyi dert ortağınız o olmuştur her zaman.

Başınızdan atamazsınız. O sizin bir parçanız. Kavga etseniz de, en kötü sözleri söyleseniz de, küsseniz de tekrar barışacağınızı bilirsiniz. Biraz stres topuna döndürmüş olabilirsiniz cadıyı. “Nasılsa tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır” diye düşünen iki taraf olduktan sonra, daha çooook kıyametler kopacaktır aranızda. E insan en çok sevdiğini en çok kırarmış. Hak etmemiş midir? Tabi ki hak etmiştir.
O, bakım partilerini baştan ayağa rahatça yapabileceğiniz tek kişidir. Ojeler, ağdalar, saç boyaları, maşalar, maskeler, manikür ve pedikürler, hatta iyi rüşvet verirseniz masaj bile söz konusudur o bakım günlerinde. Hatta onlarla en keyifli anlar bakım sırasında geçer. Şekilden şekle girildikçe kıkırdamalar eksilmez ortamdan.

“Hayat sizinle güzel be ablam” diyerek kendi küçük cadıma bir gönderme yapmak istiyorum. En keyifli ve en zalimce yanı geliyor sıkı durun! “Abla bluzunu ödünç aldım!” diye sesler yükselir evden yaşlar ilerledikçe. O hain kız kardeş dolabınızda ne varsa ele geçirir. Ayakkabılar da sevdaya dahildir. Tabi ki herşeyin bir karşılığı var. Ha ha ha!!! Onun dolabı ve hatta ayakkabılar hizmetinize amadedir. Şuan yaptığım gibi yarın ne giyeceğim krizlerinde yardımcıdır kız kardeş.

“Vay be! İyi ki varsın be kız!” deyip suratına bir tane patlatabileceğiniz tek insandır o. Kardeş candır! Kız kardeş candan öte!

4 yorum:

  1. O kadar güzel anlatmışsınız ki,aklıma şimdi yaşamayan benden üç yaş küçük rahmetli kardeşim geldi.Küçükken onu kızdırmak benim en zevk aldığım şeydi.Çok geçmişte bir gün evimizde büyükçe bir sandık vardı.Ablam(nasıl böyle bir suça dahil oldu hala anlıyamam,zira o benden yedi yaş büyüktü)Plana göre ben o sandığın içine girecektim.O da küçük kız kardeşimizden sandıkta olduğunu bildiği bir şeyi(onu hatırlamıyorum.)kendisine getirmesini isteyecekti.Yavrucak sandığı açmasıyla fırlayan beni görünce önce çok korkup,sonra çılgına dönmüştü.Ablamın yüzündeki tilki gülümsemesini hala unutmam.Kardeşlik çok güzeldir.Şimdi ikisi de yaşamıyorlar,ama anıları yüreğimin bir köşesinden beni ısıtmaya devam ediyorlar.İYİ BAYRAMLAR DİLEKLERİMLE....

    YanıtlaSil
  2. Allah ikisine De rahmet eylesin. Size de sabrını versin. Eminim çok zordur. Zira benim ufaklığın (ki kendisi 22 yaşında) kılına zarar geldimi kendimden geçiyorum. Onun canını benden başkası yakamaz zihniyeti :D yazımı beğendiğiniz için çok mutlu oldum. Anılara sarılalım sımsıkı. Benim kardeşimle genellikle kavga anılarım var. Daha yeni yeni kendimize geliyoruz. Tutkulu ilişkiydi bizimkisi :D İyi Bayramlar Dilerim...

    YanıtlaSil
  3. Sağol yavrum,teşekkür ederim.İyi bayramlar sana kardeşine ve tüm ailene.Allah hepinize mutlu bir ömür versin canım.

    YanıtlaSil
  4. Tam olarak ablamla bizi anlatmissin kalemine sağlık :D büyüdükçe anlıyorum, ablam olmasaydı bu zamanlara gelemezdim :) iyiki ablalar var.

    YanıtlaSil